Skip to main content

Erişilebilirlik / Dijital Erişilebilirlik Neden Önemlidir?

Karanlık, parıldayan dijital bir alanda, üzerinde çeşitli erişilebilirlik sembollerinin bulunduğu devasa, neon ışıklı bir anahtar ve etrafında bir kapı veya portal yer alıyor. Anahtarın altından yükselen parlak bir ışık yolu üzerinde, farklı boyutlarda ve tekerlekli sandalyeli bireylerin de bulunduğu bir grup insan figürü öne doğru bakıyor.
03 Ekim 2025

Erişilebilirlik / Dijital Erişilebilirlik Neden Önemlidir?

Submitted by Tutku Aydın on 3 October 2025

Yapılan araştırmalara göre engelli bireyler, engeli olmayan kişilere göre herhangi bir dijital ya da çevresel hizmetlere %50 oranında daha fazla engellerle karşılaşmaktadır. Bunu biliyor muydunuz?

Tekerlekli sandalye kullanan engelli bir birey olduğunuzu ve sadece merdivenlerle bina girişine ulaşılan bir binada yaşadığınızı hayal edin. Evinize girmek için birinden yardım almak zorunda kalırsınız, değil mi? Ya da görme engelli bir birey olduğunuzu ve erişilebilir olmayan bir web sitesinde gezinmeye çalıştığınızı düşünün. Bu işlemi nasıl gerçekleştireceksiniz? İçeriklere nasıl ulaşacaksınız? Bunlar, engelli bireylerin sıklıkla yaşadığı zorluklardan sadece birkaçı…

Bu senaryoları beyninizde canlandırırken neden rampa yapılmıyor? Neden erişilebilir web siteleri yapılmıyor? Çözüm aslında çok basit diye düşünmüş olabilirsiniz. Çözüm gerçekten çok basittir. Herkesin erişebildiği alanlar oluşturmak hepimizin temel sorumluluğudur. Bu sorumluluk bilinciyle hareket ettiğimizde yapılması gerekenleri ilk adımda yapmış oluruz.

Erişilebilirliğin Toplumsal Önemi

Dünya genelinde yaklaşık 1 milyar engelli birey yaşamaktadır. Bu da dünya nüfusunun yaklaşık %15’ini oluşturur. 1 milyar insanın, kalan %85’lik kesimle eşit haklara sahip olmaması için hiçbir bahane sunamayız. Bu sebeple toplumun her kesiminin eşit eriştiği bir hayat tasarlamalıyız.

Tekerlekli sandalye kullanan bir bireyin evinin bulunduğu binanın girişinde rampa olursa, bu kişi yardıma ihtiyaç duymadan evine girebilir. Aynı zamanda bebek arabası kullanan bir ebeveyn için ya da binaya ağır bir teslimatı olan bir kurye için de bu rampa hayatı kolaylaştırıcı bir araç olur.

İşitme engelli bireyler, bir videoyu veya diziyi izleyebilmek için alt yazılara ihtiyaç duyarlar. Kütüphaneler veya hastaneler gibi ortamlarda sessiz olmak gerekir. Bir videoyu izlemeye çalışan herhangi bir engeli bulunmayan bir birey de alt yazılar sayesinde bu videoları o mekanlarda izleyebilir.

Ellerini kullanamayan bireyler için geliştirilen sesli komut özelliği, akıllı cihazları kontrol etmeyi mümkün kılar. Aynı özellik, araba kullanırken elleri dolu birinin mesaj göndermesini veya navigasyonu kontrol etmesini de sağlar. Görme engelli bireyler için geliştirilen ekran okuyucu yazılımlar ya da yüksek kontrastlı arayüzler, dijital dünyaya erişimlerini mümkün kılar. Aynı özellikler, gün ışığında ekranı zor gören bir kullanıcının veya göz yorgunluğu yaşayan yaşlı bir bireyin de işini kolaylaştırır.

Tüm bu örnekler bize şunu açıkça gösteriyor: Erişilebilirlik yalnızca engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmak için değil, herkesin yaşam kalitesini artırmak için vardır. Toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını gözeten kapsayıcı çözümler, günlük yaşamı daha pratik, konforlu ve adil hale getirir. Bu bakış açısıyla tasarlanan her ürün, her hizmet ve her ortam; bireylerin bağımsızlığını güçlendirir, fırsat eşitliğini destekler ve toplumsal katılımı en üst seviyeye taşır.

Dijital Erişilebilirlik Hakkında Yasal Düzenlemeler ve Standartlar

Türkiye’de 21 Haziran 2025 tarihinde Resmi Gazete’de “Web Siteleri ve Mobil Uygulamaların Erişilebilirliği Genelgesi” yayımlandı. Bu genelge, Türkiye’de dijital dünyada kapsayıcılığı artırmak ve erişilebilirliği yasal bir zorunluluk hâline getirmek adına atılmış önemli bir adımdır.

Bu genelge ile birlikte “Web Siteleri ve Mobil Uygulamaların Erişilebilirliğini İzleme Komisyonu” kuruldu. Komisyon, kamu kurumları ve özel sektörün erişilebilirlik uygulamalarını düzenli olarak denetlemek, uyum süreçlerini takip etmek ve gerekli rehberlik desteğini sağlamakla görevli olmaktadır.

Yayımlanan genelgeye göre, kamu ve bağlı kuruluşlar 1 yıl içinde, özel sektör ise 2 yıl içinde WCAG 2.2 standartlarına uyum sağlamakla yükümlüdür. Erişilebilirlik kriterlerini karşılayan web siteleri ve mobil uygulamalar için Bakanlık tarafından 2 yıl süreyle “Erişilebilirlik Logosu” verilecektir. Bu logo, dijital ürün ve hizmetlerin erişilebilirlik açısından onaylı olduğunu gösteren prestijli bir sertifika niteliği taşır ve markalar için önemli bir güven göstergesidir.

Avrupa’da ise, 2019 yılında AB genelinde uyumlu bir şekilde sunulmasını sağlamak amacıyla Avrupa Erişilebilirlik Yasası (EAA) yürürlüğe girdi. Bu yasa gereği, AB pazarında sunulan tüm ilgili ürün ve hizmetlerin 28 Haziran 2025 tarihine kadar erişilebilir olması zorunlu kılınmıştır.

Web erişilebilirliğinin “altın standardı” olarak kabul edilen WCAG (Web İçeriği Erişilebilirlik Yönergeleri), Dünya Çapında Ağ Konsorsiyumu (W3C) tarafından geliştirilmiştir. En güncel versiyonu WCAG 2.2, Ekim 2023 tarihinde yayımlanmıştır. A, AA, AAA olmak üzere üç temel seviyesi vardır. AA seviyesi çoğu yasa tarafından tavsiye edilen seviyedir.

ABD’de ise erişilebilirlik, Americans with Disabilities Act (ADA) kapsamında yasal bir zorunluluktur. Başlangıçta fiziksel mekanlar için düzenlenmiş olsa da, günümüzde dijital hizmetleri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. ADA’ya göre çoğu kurum ve işletme, WCAG AA seviyesinde uyum sağlamakla yükümlüdür. Uyumsuzluk hâlinde ciddi para cezaları ve tazminat davalarıyla karşılaşılabilir. Kısaca, dünya genelinde WCAG kriterleri küresel bir referans olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple web erişilebilirliğini sağlamak için bu standartlara uyum zorunludur.

Erişilebilirliğin ve Web Erişilebilirliğinin Ekonomik Katkıları

2024 yılında büyük bir e-ticaret platformu, klavye gezintisi olmaması ve ARIA etiketlerinin eksikliği sebebiyle 175.000 Euro para cezası almıştır. Para cezasının yanı sıra, 3 Avrupa Birliği ülkesinde faaliyetleri geçici olarak durdurulmuştur.

Bir bankacılık grubu ise erişilemeyen bankacılık uygulaması sebebiyle 250.000 Euro para cezası ödemek zorunda kalmış ve zorunlu erişilebilirlik iyileştirmeleri için 2 milyon Euro ek maliyet yaşamıştır. Bu cezalar sadece başlangıçtır. Çünkü Avrupa’da, 28 Haziran 2025 itibarıyla AB içerisinde faaliyet gösteren tüm şirketler, Avrupa Erişilebilirlik Yasası’na uymak zorundadır. 28 Haziran’dan sonra Avrupa Birliği’nde erişilebilirlik konusunda açılan davaların artması öngörülmektedir. Davaların yanı sıra, kamuoyu tarafından dikkatler çekilecek ve şirket itibarları zedelenecektir.

Açılan davaların yanı sıra, erişilebilir tasarlanmayan web siteleri kullanıcı kaybına yol açar. Örneğin bankacılık sektöründe insanların %69,3’ü işlemlerini web yoluyla yapmaktadır. Bu oran engelli bireylerde %50’ye düşmektedir. Yani yaşanan zorluklar dolayısıyla en baştan yaklaşık %20’si kaybedilmektedir. Bir başka örnekle, engeli olmayan bireylerin %35,8’i öğrenme faaliyetlerinde interneti kullanırken, bu oran engelli bireylerde %19,5’a düşmektedir.

Tüm bu örnekler, erişilebilirliğin yalnızca sosyal bir sorumluluk olmadığını, aynı zamanda doğrudan ekonomik bir etkisi olduğunu göstermektedir. Öte yandan, erişilebilirlik standartlarına uyum sağlandığında hem engelli bireylerin hem de tüm kullanıcıların deneyimi iyileşir, müşteri tabanı genişler ve olası hukuki riskler minimize edilir. Dolayısıyla erişilebilir bir dijital deneyim tasarlamak, sadece kapsayıcı bir toplum inşa etmekle kalmaz, şirketlerin ekonomik kayıplarını azaltan ve marka itibarını güçlendiren stratejik bir yatırımdır.

Dijital Erişilebilirlik ve Erişilebilir Web Sitesi Tasarımı

Dijital erişilebilirliğe yatırım yapmak, sadece yasal uyumluluk sağlamakla sınırlı kalmaz; kullanıcı deneyimini güçlendirir, müşteri bağlılığını artırır ve potansiyel gelir kayıplarını minimize eder. Erişilebilir bir web sitesi, markanın kapsayıcılık ve sosyal sorumluluk anlayışını somut olarak gösterir, aynı zamanda rekabet avantajı sağlar.

Bu yaklaşım, farklı engel durumlarına sahip bireylerin yanı sıra teknolojiye daha rahat erişim isteyen tüm kullanıcıların deneyimini iyileştirir. Ayrıca erişilebilir tasarım, site trafiğini ve kullanıcı etkileşimini artırarak dijital yatırımların geri dönüşünü yükseltir. Sonuç olarak, erişilebilirlik hem toplumsal bir sorumluluk hem de sürdürülebilir bir iş stratejisi olarak şirketler için kritik bir öneme sahiptir.

Kaynakça:

  1. 80% of disabled people used the internet in 2024
  2. Sayılarla Dünya’da ve Türkiye’de Engellilik